Madde ile Mânânın; Ruh ile Vücûdun; Akıl ile Zekânın Buluştuğu Adres
Abdülhakim ALTUNTOP -- İSLAM ve BİLİM
ALİMLERİ KÖTÜLEMEK
**
Dinimiz ilme ve âlime büyük önem verir. Bize ilmi bildiren
âlimlerdir. Hadis-i şerifte, (Âlimler, Peygamberlerin
varisleridir) buyuruldu. Peygamberlerin varisleri olan âlimlere
dil uzatan, onları âlim oldukları için kötüleyen kimsenin imanı
gider. Bir de İslâm âlimi sanılan ve dinimizi içten yıkmaya
çalışan dinde reformcular vardır. Bunların ihanetlerini
söylemek, kötülemek olmaz. Dinin emrine uymak olur. Kötüye kötü,
kirliye pis demek yanlış değildir. Temize pis demek kötülemek
olur.
Kötülerin kötülüğünü açıklamak, Müslümanları onların zararından
korumaya çalışmak farzdır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Bid’atler yayılıp, bu ümmetin sonra gelenleri, öncekilere lânet
edince, ilim sahipleri bunu herkese bildirsin! Bildirmeyip
ilmini gizleyen, Kur’an-ı kerimi gizlemiş sayılır.) [İ. Asakir] (Ortalık
karışır, yalanlar yayılır, adetler ibâdetlere karıştırılır ve Eshabıma dil
uzatılırsa, doğruyu bilen herkese bildirsin! Doğruyu bilip de gücü yettiği hâlde
bildirmezse, Allahın, meleklerin ve bütün insanların lâneti onların üzerine
olsun!) [Deylemî] Bu durumda bir
Müslüman nasıl olur da “Bana ne” diyebilir? Gücü yettiği hâlde nasıl lânete
müstahak olabilir? Reformcunun
biri çıkıyor, (Ortalık iyice aydınlandıktan sonra oruca başlanır) diyerek
milletin orucunu ifsada çalışıyor. Bekara suresinin 187. Ayetinde, (Sabahın
beyaz ipliği [aydınlığı] siyah ipliğinden ayırdedilinceye kadar yiyip için,
sonra geceye kadar orucu tamamlayın!) buyurulmuştur. Bu ipliklerin, gündüzün
beyazlığı ile gecenin siyahlığı olduklarını anlatmak için, daha sonra fecrin
kelimesi nazil oldu. Gündüzün beyazlığı ile gecenin siyahlığı, iplik gibi
birbirinden ayrılınca, oruca başlanır. Sabah namazının vakti girmeden önce yiyip
içme kesilir. Bir başka
reformcu, (Bugün camilerde kılınan namazlar, peygamberin kıldığı namaza uymuyor)
diyor. Namazın nasıl kılınacağını da bildirmiyor. Namaz kıldırmamak için her
yola başvuruyor. Namaz kılmadığı, oruç tutmadığı, her çeşit günahı işlediği
için, (Amelsiz iman makbul, fakat imansız amel makbul değildir.) diyor. Sözü
doğru ise de, maksadı başkadır. (Namaz kılmasam da, her günahı işlesem de bana
kâfir diyemezsiniz.) demek istiyor. Yine aynı
reformist, (Kur’anı zamana ve mekana göre yeniden ictihadımla yorumlayıp “Çağdaş
ilmihal” yazacağım.) diyor. Yani, ictihad adı altında dinde reform yapmak ve
bütün sapık fikirlerini buraya koymak, böylece halkı zehirlemek istiyor. Böyle
reformcular için, (Bu kimselerin hiç iyi tarafı yok mudur?) denilmesi doğru
değildir. Cenab-ı Hak, imansızların yol, köprü, cami, yaptırmak gibi hiç bir
ameline sevap vermiyor, cehenneme atıyor. Böyle kimselerin ihanetlerini
açıklamak, onları kötülemek olmaz. Böyle kötü din adamları, din, iman
hırsızlarıdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Âlimlerin
iyisi, insanların en iyisidir. Âlimlerin kötüsü ise, insanların en kötüsüdür.) [Bezzar] (Yazıklar
olsun kötü âlimlere ki, ilmi ticarete alet ederler. Devlet adamlarına yaklaşır,
menfaat temin etmeye çalışırlar. Bunların yaptıkları ticaret, kesada [darlığa,
kıtlığa] uğrasın!) [Hakim] Bir zaman
gelir ki, âlimler fitne çıkarır, camiler ve hafızlar çoğalır, ama, [hakiki] âlim
bulunmaz.) [Ebu Nuaym] (Zebaniler, günahkâr hafızlara, puta tapanlardan daha önce azap yapar. Çünkü bilerek yapılan günah, bilmeyerek yapılandan daha kötüdür.) [Taberânî]