Abdülhakim ALTUNTOP - HİCRİ-KAMERİ TAKVİMİN ÖNEMİ

** HİCRİ-KAMERİ TAKVİMİN ÖNEMİ

KAMER

** HİCRİ-KAMERİ TAKVİMİN ÖNEMİ

   ** Takvim; zamanı gün, ay, yıl gibi boyutlara bölme metodudur. İnsanlar asırlardır zamanı ölçerken, ölçü aracı olarak gök cisimlerinin düzenli ve periyodik hareketlerini esas almış, genellikle güneşi ve ayı kullanmışlardır.
   ** Hz. Peygamber (s.a.s)'in Mekke'den Medine'ye hicretini tarih başlangıcı olarak alan takvim. Hicrî Kamerî takvime İslâm takvimi de denir. Ay'ın yörüngesi üzerinde dönüşüne göre düzenlendiği için kamerî (ay) veya hicrî adı verilmiştir. Ay yani kamerî takvimi ilk olarak Bâbillilerin kullandığı bilinmektedir.
   ** Her toplum kendi takvimini oluştururken, kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç olarak almışlardır.
   ** Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de göklerin tefekkür konusu edilip araştırılmasına teşvik vardır. Zaman bilincinin doğması ve gelişmesi için gerekli verileri içeren ilahi mesajlarda zamana dikkat çeken tabirler; gün, ay, gece ve gündüz gibi zaman boyutları; güneş, ay ve yıldızlar gibi gök cisimleri sıkça yer alır.
   **
   ** “Sabahı (gecenin karanlığından) yarıp ağartan O’dur. O, geceyi dinlenme (zamanı), Güneşi ve Ay'ı da (vakitleri) hesaplama (ölçüsü olmaları) için yaratmıştır. Bu, mutlak galip (her şeyi) hakkıyla bilen (Allah’)ın takdiridir.”(6/96)
   ** “Güneşi bir ışık, Ay'ı da (aydınlık) bir nur yapan; yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için aya menziller düzenleyip koyan O’dur. Allah bunları (tesadüfen değil) ancak gerçek (bir ölçü) ile (faydası için) yaratmıştır. (9/5)
   **
   ** İnancımızda ibadetlerin ritmini bugüne kadar belirleyen asıl takvim kamerî takvimdir.
   ** Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Kerim’de: “(Resûlüm!) Sana hilâl halindeki (yeni doğan) ayları sorarlar. De ki: “Onlar, insanlar ve (özellikle) hac için vakit ölçüleridir...” (Bakara Suresi, 2:189) buyurmaktadır.
   **
   ** Hz. Peygamber (SAS) hayatının tamamını kamerî takvim esasına dayanarak geçirmiştir. Yeni kameri ayın hilâlini gördüğünde tekbir getirmiş ve “Allah’ım! Şu yeni hilâli bize iman, İslâm, güvenlik, bereket ve esenlik içinde mübarek eyle. Ey hayır ve rüşd hilâli! Senin de bizim de rabbimiz Allah’tır, bize hayır ve bereket getir” diye dua etmiş, kamerî ayların 13, 14, 15. günleri olan “Eyyâm-ı biyz” dolunay günlerinde oruç tutmuş ve bu günlerde oruç tutmayı tavsiye etmiş, “Ramazan orucundan sonra en fazîletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur” buyurarak oruç tutmuştur.
   ** Hz. Peygamber (SAS) “Şüphesiz gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah katında ayların sayısı, Allah’ın kitabında on iki aydır” (Tevbe suresi , 9/36) ayetini okuyarak kamerî takvimin aslının korunmasını vurgulamıştır.
   **
   ** Hicri takvim, Müslümanların ibadet takvimini düzenleyip İslam’ın en önemli ibadetlerinin zamanlamasını belirler. Ramazan orucu, Hac ibadeti, Kurban Bayramı, kandil zamanları vs. Hicri takvime göre düzenlenir. Dolayısıyla bu takvim, Müslümanların dini hayatlarının merkezinde yer alır. Bunun yanı sıra, Hicri takvim Müslümanlar için kültürel, tarihi bir kimliğin parçasıdır ve Müslümanların birlik ve beraberliğini simgeler.
   **
   ** Müslümanlar için mânevi bahar mevsimi olan üç ayları, Ramazan orucunun ve Hacc’ın başlangıç vaktini, “Eyyamı biyz” oruçları ve kandiller gibi feyiz ve bereket açısından diğerlerinden üstün olan gün ve geceleri haber veren Hicrî takvim her zaman ve zeminde önemini korumaktadır.
Hayatımızda yer teşkil eden önemli tarihler Hicrî Takvim’e göre düzenlenir, dualar ve hediyeleşmeler bu günlerde artırılır.
   **
   ** Hz. Peygamberin Küba'ya geliş günü olan 20 Eylül 622 tarihini, Hicri sene başlangıcı olarak kabul eden ve dünyanın güneş etrafındaki dolanımını esas alan Takvim sistemine Hicr-i Semsi Takvim denilmektedir. İslamiyet'ten önce, her önemli olay tarih başlangıcı olarak kabul edilirmiş. En son Fil Vakası da takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Bu uygulamada seneler, her önemli olaya göre sayılarak geldiğinden birçok karışıklıklara sebep oluyordu. Hz. Ömer zamanında Hicretin 17. yılında alınan bir kararla Hicretin olduğu sene Hicri Takvimin 1. yılı ve o yılın Muharrem ayı da Hicri Kameri takvimin yılbaşısı kabul edilmek suretiyle, o yıl 1 Muharrem'in rastladığı 16 Temmuz 622 tarihi de Hicri Kameri Takvimin başlangıcı olarak kabul edilmiştir.
   **
   ** Hicri takvim, sadece Müslümanların dini ibadetlerini düzenleyen bir takvim değil; aynı zamanda Müslümanlar arasında kültürel ve tarihi bir bağdır. Hicri ayların her biri, Müslümanlar için farklı manalar içerir, bu yüzden Hicri takvim, İslam kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır.
   **
   **
   ** İslam âleminin dini takvimi olan hicrî takvim de kamerî bir takvimdir. Hz. Peygamber’in hicreti başlangıç yılı olarak kabul edilir ve Muharrem ayının ilk günü yılbaşıdır. Ay'ın Dünya etrafında 12 defa dolaşma süresi 1 yıl olarak kabul edilir ve 354, 367 056 gün (354 gün 8 saat 48 dakika 33 saniye 36 sâlise 18 erbaa 14 hamse 24 sitte) tutar. Buna göre bir ay yılı bir güneş yılından 10,875 144 gün eksik gelmekte ve bu eksikliğin toplamı yaklaşık 33,5 hicrî, 32,5 milâdî yılda bir yıla ulaşmaktadır. Hicrî 132-153 yıllarında Halife Mansûr ile başlayan ve bazı fıkıh âlimlerinin de savunduğu rü’yetin hesapla belirlenmesi konusu gündeme gelmiş, daha sonra bu görevi muvakkithâneler ve rasathâneler üstlenmiştir. Bu kurallar zamanla diğer aylara da uygulanmıştır. ( DR. Perihan DEMİR )
   ** Milâdî ve Rûmî tarihler gibi on iki ay esasına dayanan hicrî yıl muharrem ayı ile başlar ve zilhicce ile sona erer. Hicri Kameri Takvimde aylar; Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Saban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce seklinde sıralanırlar. Hicri takvimlerde, miladi takvimlerde olduğu gibi artık yıllar mevcuttur. yaklaşık 33 yılda yaklaşık 11 günlük bir gerileme yapmaktadır.
   ** Hicri Kameri Takvimde günler, Miladi takvimde olduğu gibi gece yarısı saat 24:00'den sonra değil; Güneşin batışı ile değişir. Yani, 14 Rebiyül-ahır 1346 Salı günü Güneş battıktan sonra, tarih, 15 Rebiyül-ahır 1346 Çarşamba olur. Buna göre göre Kadir Gecesi'nin hangi gece olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte, Ramazan ayının 26'ncı gününü 27'sine bağlayan gece idrak edilmektedir. Hicrî ve dinî gün esası bir günün gecesi önce, gündüzü ise sonradır. Dolayısıyla dinî esasta Güneşin batma (akşam ezanı) zamanı ile başlar ve takip eden Güneşin batma (akşam ezanı) zamanı ile de biter. Daha sonra gün değişimi olur. Bir başka deyiş ile, Gün akşam ezanından ertesi akşam ezanına değişir. Gece önce, gündüz sonradır. Perşembe gündüzden sonraki geceye Cuma gecesi denmesi bundandır. Dolayısıyla Cuma günü ikindi vaktinden sonraki akşam ezanı okuyunca gece vakti gündüzden önce olduğundan Cumartesi gününün akşam vakti başlamış olur. Gece vakti bir Günün ilk yarısı olup, Gündüz vakti de O günün ikinci yarısı olur.
   **
   ** Hicri aylar, Müslüman toplumların manevi hayatında önemli bir yer tutar. Bu aylar, hem bireysel hem de toplumsal ibadetler ve hayır faaliyetleri için fırsat zamanlarıdır. Örneğin, Ramazan ayı boyunca iftar sofraları kurulup yardımlaşma ruhu pekişirken, Kurban Bayramı’nda ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtılarak toplumsal dayanışma güçlenir. Aynı şekilde, Aşure Günü’nde yapılan aşure dağıtımı gibi gelenekler, topluluklar arasında birlik ve beraberliği artıran önemli sosyal etkinliklerdir.
   **
   ** Hicri takvim, Türklerin İslamiyet’e geçmesinden sonra, bir çok İslam ülkesinde olduğu gibi Müslüman Türkler tarafında da benimsenmiştir. İslam ülkeleri uzun yıllar boyunca Hicri Takvimi kullandı. Osmanlı Devleti’nde hicri 1089 (miladi 1678) yılından sonra mali işlerin tarihlerini saptamak için sınırlı olarak mali yıl takvimi kullanılmaya başlandı ve hicri 1256’dan başlayarak bu takvim Rumi yıl adı ile daha büyük ölçüde kullanıldı.
   ** Hicrî ve rûmî takvim uzun müddet müslümanlarca kullanılmış 26 Aralık 1925 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. Hz. Ömer (r.a)'ın tesis ettiği hicrî takvim batılılaşma sürecinin bir devamı olan inkılapların, İslâm hukukunu yürürlükten kaldırması sonucu, bu hukukun bir parçası olan hicrî takvim de kaldırılarak müslümanların İslâm dünyası ile olan bağları koparıldı.
   ** "Ey iman edenler, Yahudilerin ve Hıristiyanların dinlerini kendinize dost (ve hâkim) edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin dostudurlar. İçinizden kim onları dost ve danışılacak makam edinirse, o da ondandır. Şüphesiz Allah o zalimler gürûhunu başarıya ulaştırmaz (el-Mâide, 5/51).
   **
   **
   **
   **
   **
   ** ** MEHAZLAR ** **
   ** https://akra.media/Haber/
   ** ( HİCRÎ TAKVİM MÜSLÜMANLARIN TARİHİ GERÇEKLİĞİ VE GELECEK TASAVVURUDUR -- DR. PERİHAN DEMİR )
   ** Naci YENGİN -- ŞAMİL İSLAM Ansiklopedisi
   **
   **
   **
   ** * BU SAYFA Abdülhakim ALTUNTOP TARAFINDAN HAZIRLANMIŞDIR.
   **
   ** ** BENZER KONULAR ** **
   **
   **
   **
   **

*** *** ***

** ALTUNTOP.NET -- Abdülhakim ALTUNTOP

TelePhone & WhatsApp :

+905353901972

Adress :

BUCA / İZMİR