Abdülhakim ALTUNTOP -- İSLAM ve BİLİM

ŞEHİDLİK NEDİR ?

KAÇ TÜRLÜ ŞEHİD VARDIR?

 

  ŞEHİDLİK NEDİR? 

  ** Allah Yolunda Hayatını Feda Etmek...

   Allah'a iman edip müslüman olanlar ile inkar edip şeytana uyanlar tarih boyunca hep bir mücadele içinde oldular. Mü'minlerin Kur'ân’a bağlı olarak gösterdikleri dirayet, ihlâs, azim ve cesaret nasıl her dönemde aynıysa, iman etmeyenlerin kustukları kin ve nefret de her dönemde aynıdır.

    Kafirlerin içlerinde duydukları inanılmaz haset küfredenleri birbirine yaklaştırmış, müminlere karşı güçlerini ve imkanlarını birleştirmelerini sebep olmuştur. Böylelikle aynı amaç için bir araya gelen inkârcılar ve münâfıklar mü'minlere karşı savaşmışlardır. Günümüzde de bu savaşlar işgalcilik ve terör şeklinde devam etmektedir.

En büyük hataları da mü'minlerin ölen kardeşleri için üzüldüklerini ve bu ölümlerin onları yıldırdığını düşünmeleridir. Halbuki durum hiç de zannettikleri gibi değildir. Çünkü şehitlik Allah katında çok üstün bir mertebedir. Resulullah Efendimiz  "Şehidlerin en üstünü, ön safta düşmanla karşılaştığında yüzlerini çevirmeyip öldürülenlerdir..." (Ahmed, 5/287) buyurmuştur.

Bütün mü'minler Allah tarafından kendilerine böyle bir mertebenin verilmesi için dua ederler. Böylesine büyük bir şerefin kardeşlerine verilmesi ise onların müthiş şevklenmelerini ve aralarında müjdeleşmelerini sağlar. Bu olay mü'minlerin Allah yolunda savaşma azimlerini kat kat artırır. Âyetlerin gerçekleştiğini görmek ise onları İslâm’a daha da çok bağlar. Onlar Allah yolunda öldürülen şehitlerini asla ölülerden saymazlar.

Şehitlik bir mü'min için dünya hayatında elde edilebilecek en şerefli, en saygıdeğer mertebedir. Allah bu mertebeyi herkese nasip etmez, mü'minlerden çok seçkin kullarına bağışlar. Öyle ki Allah cennet ehlini sayarken peygamberlerin yanında şehit olan salihleri de sayar. 

Şehitlerin Allah yolunda öldürülmeleri, diğer mü'minleri asla ve asla hak yoldan döndüremez ve onları yıldıramaz. Tam tersine Kur'ân’daki tüm ayetlerin tecellilerini tek tek yaşayan müminlerin şevklerinde ve azimlerinde müthiş bir artış olur. Böylelikle küfrün dağılıp ayrılacakları zannına kapıldığı müminler birbirlerine daha da sıkı kenetlenirler. Ve Resulullah’ın açtığı yolda kesinlikle yılmadan ehl-i küfürle mücadele etmeye devam ederler. Zira kendilerine Allah’ın yazdıkları dışında hiçbir şeyin isabet etmeyeceğinden emindirler.

  ** MEHAZ : http://www.nurdergi.com/

  **

  **

**   Ölüm ve Şehitlik

  **  Allah yolunda canını fedâ eden, dînini, vatanını, bayrağını, nâmusunu müdâfaa ederken ölen, haksız yere öldürülen Müslüman. Şehit; harp meydanında düşman tarafından, hükümete karşı gelen âsiler tarafından veya yol kesiciler tarafından kılıç, top, tüfek gibi silâhlarla ve bunlara benzer herhangi bir âletle öldürülen, yangın veya boğulmakla, vebâ (tâûn) gibi salgın hastalıkla ölen, yâhut harp meydanında üzerinde ölüm alâmeti olduğu hâlde bulunan kimsedir. Böyle bir kimseye şehit denilmesi, ölürken bir takım rahmet melekleri hazır bulunduğu veya Cennete gireceğine şehâdet olunduğu, yâhut kendisi Allahü teâlânın huzûrunda diri olarak rızıklandırıldığı içindir.

Şehitlik, Allah katında peygamberlikten sonra en yüksek mertebedir. Peygamberlerden sonra derecesi en yüksek olan şehitlerdir. Şehitler, Allahü teâlânın sevgili kullarıdır. Cennette, onlar için sonsuz nîmetler hazırlanmıştır. Îmânla ölen ve Cennet’e giren bir kimse, dünyâya tekrar gelmek istemez. Fakat şehitler böyle değildir. Onlar, tekrar dirilmek ve tekrar şehit olmak arzu ederler. Bu arzuları, şehidlik mertebesinin cennet nimetlerinden daha tatlı, daha zevkli olmasındandır. Şehidlerin, cennet nimetlerine kavuştukları vakit, (Ey Rabbimiz, biz senin yolunda tekrar şehid olmak için dünyaya döndürülüp öldürülmeyi istiyoruz) diyerek, Allahü teâlâya yalvaracaklarını Peygamber Efendimiz haber vermektedir.

  ** 

  **  Şehitlerin, kul borçlarından başka bütün günahları affolunur. Kul borçlarını da, Allahü teâlâ kıyamette, hak sâhibine Cennet nîmetleri ihsan ederek helâllaştıracaktır. Allah yolunda savaşırken, hudut boylarında nöbet tutarken ölenlere, kıyâmete kadar bu ibâdetlerinin sevâbı verilir. Kabirlerinde diridirler. Her biri, kıyâmette yetmiş kişiye şefâat eder. Suda boğularak şehit olana, karada şehit olanın iki misli sevap verilir. Havada şehit olanlar da böyledir.

**  Müslümanları, asırlarca harp meydanlarında zaferden zafere koşturan biricik arzu, âhirette şehitlere verilecek sonsuz nîmetlere îmân etmeleri ve bunlara kavuşmak için can atmalarıdır. Dünyânın fâniliğine, âhiretteyse Cennetin ve nîmetlerinin sonsuzluğuna yakîn derecede îmân edenler, şehit olmaktan büyük bir haz, zevk duymuşlardır. Harp meydanlarında kahramanca dövüşen ve düşmandan yılmayan Müslüman askerler, şehit olmak arzusuyla yanıp tutuşmuşlar ve aslâ düşmandan yüz çevirmemişlerdir. Halbuki dünyâ zevklerine aşırı derecede düşkün olanlar ve âhirete inanmayanlar, güçlü gördükleri düşmanları karşısında tutunamayıp harp meydanını terk etmişlerdir. Durum, bugün de böyledir.

**  Ancak mümin olanlar şehit olur. Allah’a ve dinine inanmayanlara âhirette şehitlik muâmelesi yapılmaz. Şehitler dünyâda ve âhirette, durumlarına göre muâmele görürler. Tam şehit olan ve dünyâ şehidi olan, öldükleri vakit üzerinde bulunan kanlı elbiseleriyle gömülür ve yıkanmazlar. Allahü teâlânın huzuruna, harpte yaralanıp şehit oldukları andaki durumlarıyla gelirler. Yaralarından akan kan misk ve amber gibi kokar.

**  Şehit olarak ölmeyi istemek îmânın kâmil olmasının alâmetidir. Onun için her Müslüman şehit olarak ölmek için duâ eder. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz, şehitliğin fazîletlerini, üstünlüklerini Eshâbına haber verince, bütün Eshâb-ı kirâm şehit olmak istemişler, namazlarından sonra şehit olarak ölmek için duâ etmişlerdir. Bu hususta duâsı meşhur olan Eshâb-ı kirâm çoktur. Bunlardan, Abdullah bin Cahş’ın duâsı pek meşhurdur.

  **

  **

 **  ÜÇ TÜRLÜ ŞEHİD VARDIR?

  ** 1- Tam Şehid: Cünüp, hayız olmayan, âkil ve baliğ bir müslüman, zulüm ile haksız olarak, vurucu veya kesici vasıtalarla öldürülünce ve harpte din ve vatan düşmanları ile Allah için cihad ederken düşman tarafından; sulhta asîler, yol kesiciler, şehir eşkıyaları, gece hırsız tarafından, herhangi bir vasıta ile öldürülünce, hemen ölürlerse veya müslümanların ve ehl-i zimmilerin canlarını, mallarını korumak için, bunlarla olan çarpışma yerinde bulunan ölü üzerinde yara, kan akması gibi öldürülme alâmetleri görülürse veya şehirde öldürülmüş bulunup, katili bilinir ve kısas yapılması lâzım gelirse, bunlara (Tam şehid) denir. Tam şehid, dünyada yıkanmaz. Kefene sarılmaz. Kefen mikdarından fazla oları elbisesi soyulup, çamaşırı ile defin olunur. Cenaze namazı, Hanefî'de kılınır. Şafi'î mezhebinde kılınmaz. Âhirette de şehid sevabına kavuşurlar.

  ** 2- Dünya Şehidi: Allah rızası için cihad etmeye, savaşmaya niyet etmeyip, dünya kazancı için harp eden, yalnız "Dünya şehidi" olur. Bunlara dünyada şehid muamelesi yapılır. Kanlı elbiseleri ile gömülür, yıkanmazlar. Fakat, âhirette hakiki şehidlere va'd edilen mükafatlara kavuşamazlar, çünkü niyetleri bozuktur. Cennetteki nimetler, Allahın razı olduğu kimseler için hazırlanmıştır. ..[ * Bunlar münafıklardır. Bunların kalblerinde bulunan nifak emaresini sadece Cenâb-ı Hak bildiği için, dünya itibariyle şehid muamelesi yapılır. Çünkü bunlar, dış görünüşleri itibariyle müslümanlardırlar, fakat kalbleri itibariyle kâfir...].

  ** 3- Âhiret Şehidi: Allah için olan cihadın hazırlığı esnasında talimlerde ölürse, zulüm ile öldürülünce veya cihadda ve eşkiya, âsi, yol kesici, gece hırsızla vuruşmada yaralanınca, hemen ölmez, bir namaz vakti çıkıncaya kadar aklı başında kalır veya başka yere götürülüp, orada ölürse veya cünüb, hayız iseler, yalnız (Âhiret şehidi) olurlar. Dünyada yıkanır ve kefenlenirler. Had, ta'zir, kısas cezaları ile öldürülenler, kurşuna dizilenler, idam edilenler ve hayvan tarafından öldürülenler yıkanırlar.

    Boğularak, yanarak, garib, kimsesiz olarak, duvar ve enkaz altında kalarak ölenler ishalden, ta'undan sari (bulaşıcı), hastalıklardan, lohusalıkda, sar'a hastalığında, Cuma gecesinde ve gününde, din bilgilerini öğrenmekte, öğretmekte ve yaymakta iken ölenler ve âşık olup, aşkını, iffetini, namusunu saklarken ölenler, zulüm ve hapis olunup ölenler, Allah rızası için müezzinlik yaparken, dîne uygun ticaret yaparken, helâl kazanıp çoluk çocuğuna din bilgisi öğretmek ve ibadet yapmaları için çalışanlar (ve fıkıh kitaplarında daha geniş olarak izah edilen şeyleri yapanlar) ölünce âhiret şehidi olurlar.

   Şehidlik mertebesinin fazileti, yüceliği hakkında pek çok âyet-i kerîme ve hadîs-i şerifler vardır.

  **  Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde buyuruyor ki :

   (Sakın Allah katında öldürülenleri ölüler sanma! Doğrusu Onlar Rableri katında diridirler, cennet meyvalarından rızıklanırlar. Onlar, Allahın kendilerine verdiği ihsandan (şehitlik rütbesinden) dolayı neşeli haldedirler ve arkalarından kendilerine şehidlik rütbesi ile katılamayan mücahidler hakkında şunu müjdelemek isterler: -Onlara hiç bir korku yoktur ve Onlar mahzun da olmayacaklar.) (Âl-i Imrân 169-170).

  **  MEHAZ : REHBER İLMİHALİ -- E. MÜFTÜ Hasan YAVAŞ

  **

 

   **   Şehidler ile İlgili Bâzı Hadîs-i Şerîfler:

    ** "Malını müdafaada öldürülen şehiddir, ırz ve nâmusunu müdafaa ederken öldürülen şehiddir, nefsini müdafaada öldürülen şehiddir..."
"Şehidleri kanları ile sarın. Zira Allah yolunda açılan bir yara kıyâmet günü mahşere geldikte, o yara, rengi kan rengi, kokusu misk kokusu olarak kanar..."
"Şehidler cennetin kapısında, nehrin parlak zinetinde, yeşil çadırdadır. Sabah - akşam rızıkları Cennetten onlara gelir."
"Ma'rûfu emr ve münkeri nehiyden dolayı katledilen şehiddir."
"Kim Cuma günü vefat ederse şehiddir."
"Kim hayvanından düşüp ölürse o kimse şehiddir."
"Suda boğulan şehiddir, ateşte yanarak ölen şehiddir, gurbette garip ölen şehiddir, zehirli hayvan sokmasından ölen şehiddir, karın ağrısından ölenler şehiddir, bina yıkılıp altında kalarak ölen şehiddir, evinin üstünden (damdan) düşerek boynu kırılıp ölen şehiddir, üzerine büyük taş düşüp ölen şehiddir..."
"Din kardeşini müdafaada katlolunan şehiddir, mâsum olan komşusunu savunurken öldürülen de şehiddir..."
"Şehidin borçtan başka bütün günahları mağfiret olunur." (Müslim) Bâzı âlimler denizde şehid olmanın, kul borcuna dahi keffaret olacağını ileri sürmüşlerdir. "Şehid, ehl-i beytinden (aile ve akrabasından) 70 kişiye şefaat eder, şefaati kabûl edilir." (Ebû Dâvud, Tirmizî).
"Kıyâmet gününde 3 sınıf şefaat edecek: Peygamberler, sonra âlimler, sonra şehidler... " (Tâc)

  **

  **

  **

*** ALTUNTOP.NET -- Abdülhakim ALTUNTOP

TelePhone & WhatsApp :

*****

E-Mail :

altuntopnet@gmail.com

Adress :

BUCA / İZMİR