TÜRKLER'İN İSLAMİYET'E HİZMETLERİ -- İSLAM ve BİLİM

TÜRKLER'İN İSLAMİYET'E HİZMETLERİ

*** *** ***

*** Türkler, askerî ve siyasi alanda olduğu gibi kültür ve medeniyet alanında da İslam'a büyük hizmetlerde bulunmuşlardır. Hâkimiyet kurdukları topraklarda çok sayıda cami ve medrese yapmışlar, âlimler yetiştirmişlerdir. Böylece İslam dininin doğru bir şekilde öğrenilip anlaşılmasına ve yaşanmasına katkı sağlamışlardır.

*** *** ***

*** *** ***

* İslâm. Türkler’in toplu olarak kabul ettiği tek din İslâm’dır. Türkler’in İslâm’la teması bu dinin ortaya çıktığı dönemden itibaren gerçekleşmiş olsa da İslâm’ın Türkler tarafından benimsenme süreci X. yüzyılda başlamış, XIII-XIV. yüzyıllara kadar sürmüştür. Bazı Türk kabileleri ise XVIII-XIX. yüzyıl gibi geç dönemlerde İslâm’ı kabul etmiştir. Türkler’in İslâmiyet’e girmesi Arap müslüman fetih döneminin durakladığı zamana denk gelmektedir. Türkler arasında İslâm’ın yayılmasında ticarî ilişkiler, vâizlerin, tarikat şeyhlerinin telkinleri ve bir arada yaşama gibi etkenlerin yanı sıra o dönemde İslâm ülkelerinin maddî ve mânevî bakımdan diğer toplumlara üstünlüğü de etkili olmuştur. Ayrıca Türkler’deki göktanrı inancı, İslâm’ın ahlâkî kurallarının Türkler’in alplık anlayışıyla örtüşmesi ve Türk cihan hâkimiyeti anlayışına benzer bir anlayışın İslâm’da da bulunması Türkler’in İslâmlaşmasında rol oynamıştır. Türkler’in İslâm öncesinde Araplar’la teması Sâsânî ordusunda yer alan Türkler vasıtasıyla gerçekleşmiştir. Türk-Arap ilişkileri Câhiliye dönemi Arap şiirinde de yankısını bulmuştur (Turan, Selçuklular ve İslâmiyet, Sh: 10). Dört halife dönemindeki fetih hareketleri Türkler’le müslüman Araplar’ın temasının sıklaşmasına yol açmış, bu ilk ilişkiler savaş yoluyla başlamıştır. Hz. Ömer zamanında İran üzerine yürüyen İslâm orduları Horasan yöresinde Sul Türkleri’yle karşılaşmış, Türkler’le müslüman Araplar arasındaki ilk anlaşma da burada yapılmıştır..

* Türkler’in Araplar’la ilişkileri özellikle Emevîler döneminde gelişmiştir. Muâviye b. Ebû Süfyân’ın hilâfete gelmesiyle önce Sind (Pencap) bölgesi zaptedilmiş, ardından ordular Ceyhun (Amuderya) ırmağına kadar ilerlemiştir. Fetih hareketleri sırasında müslüman ordularına karşı direnen Türkler başarılı olamamış, neticede 61 (680) yılında Emevîler Semerkant’ı ele geçirmiştir. Yeni müslüman halktan vergi alınmayacağı, onlara iyi muamele edileceği söylense de bu gerçekleşmemiştir. Baskıcı bir siyaset izleyen Haccâc b. Yûsuf bölgeyi Araplaştırmak amacıyla birçok Arap göçmenini buralara getirip yerleştirmiş ve Arapça’yı resmî dil ilân etmiştir. Ancak bu dönemde de Türkler Araplar’a karşı mücadelelerini sürdürmüştür. 699’da Türkler’in üzerine güçlü bir ordu gönderen Haccâc birçok şehri zaptetmiş, özellikle Hârizm bölgesinde çok sayıda şehir yağmalanmış, 4000 Türk öldürülmüştür. Mâverâünnehir’in tamamen zaptı 705 yılında Horasan valiliğine tayin edilen Kuteybe b. Müslim zamanında gerçekleşmiştir. Ancak bütün mücadelelere rağmen bu dönemde İslâmlaşma dikkate değer bir gelişme göstermemiştir. Kuteybe b. Müslim’den sonra Horasan valiliğine getirilen Yezîd b. Mühelleb zamanında Sul Tegin Müslümanlığı kabul etmiş, Halife Ömer b. Abdülazîz döneminde birçok Türk İslâm’a girmiştir. Fakat Mâverâünnehir bölgesine gelen valilerin Türkler’e karşı uyguladıkları olumsuz siyaset Türkler’in nefretini arttırmış, Araplar Yevmülatş adı verilen savaşta yenilgiye uğrayıp büyük kayıplar vermiştir. Halife Ömer b. Abdülazîz haksız muamelelerde bulunan memurları cezalandırma, vergi sistemini mühtedilerin lehine değiştirme yoluna gitmiştir. Bu dönemde bölgeye gönderilen davetçilerin faaliyetleri Aşağı Türkistan bölgesinin İslâmlaşmasında önemli rol oynamıştır.

** ** **

* İslâmiyetin cismani idaresini Türkler ele aldıktan sonra, Türk’lük dünyasında! yeni ve muhteşem ufuklar açılırken, İslâm âlemi de rahat bir nefes almak imkânını buldu. Bu tevcih olayı, Türk’lük ve İslâm âlemi için bir dönüm noktası oldu. Artık İslâm aleminin müdafaasını Türk’ler devralmışlardı.

* Bu olaydan sonra, İslâm âleminde, IX. Yüzyıl ortalarından itibaren gevşemiş olan iktidar dizginlerini Türkler, çelik pençeleri ile kavradılar.

* İslâm sancakları bu tarihten sonra, Anadolu ve Balkanlarda dalgalanmaya başladı. Bizans saldırıları ve siyasî huzursuzluklarla bunalan İslâm âlemi, Türkleri bir kurtarıcı olarak bağrına bastı.

* «Bütün milletlerden yaradılışlarındaki nizam ve disiplin duygusu île ayrılan Türkler, kontrolleri altma aldıkları memleketlerde uzun bir sulh ve sükûn devresi yaratmasını bildiler. Maddi medeniyetin ilerlemesi, bilgideki ve sanattaki rönesans bunun tabii bir neticesi olmuştur.»

* Türkler; İslâmiyete uzun zamandır beklenen muhteşem havayı getirdiler. XI. Yüzyılda yaşamış Arap tarihçilerinden İbn-i Hassûl, Türkler’in Islâm âlemi için önemini, şu satırlarla belirtiyor:

* «... Bugün Cihan Padişahı, İslâm Dininin başı, ulu ve yüce Sultan Tuğrul Bey’dir. Allah O’na yardım et-' sin ve O’nun hükümdarlığını devam ettirsin. Düşman-larını küçük ve alçak düşürsün. Türk Bayrağını muzaffer etsin. Türkler Tuğrul Bey’in şahsında adaleti yeryüzünü tutmuş, ünü Doğu’ya ve Batı’ya yayılmış bir hükümdar buldular. Tann hiç bir hükümdara bu genişlikte ülkeler vermemiştir. Türk Hâkanma itaat etmek, bugün her müslümana farz olmuştur. Gizli ve açık olarak onun dostluğundan ayrılmamak, gece ve gündüz O'na dua etmek dinimizin şevket ve âzameti için şarttır.»

* RÂVENDÎ’de «Türkler var oldukça Hanefî Mezhebinin yok olmıyacağmı ve Selçuk Sultanlarının Hanefî âlimlerini himaye ettiklerini, Arap Acem ve Rus diyarına Türklerin hâkim olduklarını, Türk’lerin; genç ihtiyar, herkes tarafından sevildiklerini» belirtmektedir.

**

**

** MEHAZ : AHMET YILMAZ BOYUNAĞA , TÜRK - İSLAM SENTEZİ

** *** **

*** ALTUNTOP.NET -- Özbağlı Abdülhakim ALTUNTOP

** ÖNEMLİ KONULAR

TelePhone & WhatsApp :

+905353901972

Adress :

BUCA / İZMİR