Abdülhakim ALTUNTOP -- AY, IŞIĞINI GÜNEŞDEN ALIR

AY, IŞIĞINI GÜNEŞDEN ALIR

    **      Kur’ân-ı Kerîm, kainatın kozmik sisteminde yer alan  çeşitli varlıklara  dikkat çekmekte, insanın bunlar üzerinde  düşünerek  ibret almasını, böylece şuurlu olarak  Allah’a  inanmasını ve İlâhî birer lütuf  olan bu nimetlerden faydalanmasını istemektedir. Bu  arada yirmi yedi (27) âyette "Ay " anlamında  Kamer  kelimesi geçmektedir. Burada önemli olan husus, ilgili âyetlerde güneş  "ziya"  ve "sirac" kelimeleriyle nitelendirilerek Güneşin ışık kaynağı Ay’ın ise sönmüş bir yıldız olduğuna dikkat çekilmiş olmasıdır. Modern bilimin verileriyle tam bir uygunluk arzeden  bu husus konuyla ilgili bir kısım  âyetlerde şöyle ifade edilmektedir:  "Görmez misiniz, Allah yedi göğü nasıl birbiriyle  uyumlu bir şekilde yaratmış, aralarında Ay’a aydınlık verilmiş, Güneşin ışık saçmasını sağlamışdır."(*) "Biz gece ve gündüzü kudretimizin iki işareti kıldık; gecenin işaretini (Ay) sildik, gündüzün işaretini (Güneş) aydınlatıcı kıldık... "(*)  Şüphesiz  gecenin simgesi Ay, gündüzünki (ise) Güneşdir; "Gecenin işaretini sildik. " ifadesinden bir zamanlar Ay’ın da Güneş gibi ışık kaynağı bir yıldız olduğunu anlamak mümkündür(   ).
   
Bunların ikisi de aslında karanlığın karşıtı olan aydınlık olayını ifade ettikleri, bunun da çeşitli şiddet derecelerine göre bir takım mertebeleri bulunduğu bilinen bir şeydir. Bunların hepsine nur adı verilebilir. Fakat nur ziyadan daha geniş kapsamlı, ziya da nurdan daha belirgin ve kuvvetlidir.  Ziyada  aşırı bir parlaklı, belli bir parıldama, kuvvetli bir yayılma ve şiddet vardır.   Göz kamaştıran ve icabında acı veren birtakım özellik bulunmaktadır. Nurda da mutlak olarak karanlığa karşılık olan bir revnak, yumuşak bir yayılma, sükun ve huzuru andıran bir safa ve letafet söz konusudur. Bir tarife göre de nur, ziyanın ışığı ve şuaıdır, karanlığı  gideren şu’lesidir. Bu o demek olur ki, karanlığın en yakın karşıtı nurdur. Ziyada  nurdan başka birtakım özellikler daha vardır. Mesela, ziyada ısı ve yakıcılık  bulunabilir. Nitekim ziya ısı veren ve vermeyen özelliklere ayrıştırılabilir. Fakat  nur, sırf zulmet karşıtı olan ve ziyadan birtakım tahliller yoluyla alınabilen bir manadır. Ayrıca denilmiştir ki, ziya bizzat olana, nur araz yoluyla olana söylenilir. Şu halde burada Ay nurunun Güneş dolayısıyla  meydana geldiğine işaret vardır.
  
   ***
   Güneş, dünyanın da dahil olduğu güneş sisteminin merkezi, aynı zamanda dünyaya en yakın olan yıldızdır. Büyük görünmesinin sebebi de bu yakınlığıdır. Güneş dünyaya ısı, ışık, dolayısiyle hayat veren kaynaktır. Güneş olmasaydı, dünyada hayat olmayacaktı.
   Güneş kendi sistemindeki gezegenlerin merkezidir. Bu gezegenler güneş etrafında yörünge çizerler. Bu gezegenleri ayakta tutan da güneştir.
   Güneşle, güneşin etrafındaki yörüngelerin üzerinde dolaşan gezegenler ve bu gezegenlere bağlı uyduların hep birlikte meydana getirdiği uyarlı ve hareketli topluluğa güneş sistemi adı verilmektedir.
    Ay ise dünyanın tek uydusudur. Dünya, güneşin çevresinde nasıl dönerse, o da dünyanın çevresinde öyle döner. Bu şekilde aynı zamanda dünya ile beraber güneşin de çevresinde dönmüş olur. Ayın dünya etrafındaki hareketi bir yörünge üzerindedir. Bu yörünge dünyanın güneş etrafındaki yörüngesi gibi, bir elips biçimindedir.
  
* Ay Dünya etrafındaki yörüngesini tamamlarken, dünyanın güneş ve ay arasında kalmasına neden olabilir. Bu durumda ay yüzeyine düşen güneş ışınları dünya tarafından engellenmiş olur. Karanlıkta kalan ay kısa süreli de olsa dünyadan gözlenemez  bu olaya Ay tutulması adı verilir.
   * ( GENİŞ BİLGİ ÇİN BKZ!.
 AY SAFHALARI ).
   

    Gündüzün alâmeti olan güneş ile, gecenin alâmeti olan ay hesap vasıtalarıdır zamanın hesabı onların hareketleriyle bilinir. İnsanlar günlerin sayısını, haftaları, ayları, mevsimlerin vaktini, meyvelerin ve bitkilerin olgunlaşma zamanlarını bunlarla tesbit edebilmektedirler.
    Ay, kendisi ışık kaynağı değildir. Güneşin ışığıyla aydınlanır ve ışığı dünyaya yansıtır. Yansıyan bu ışıkla biz Ay’ı ışığı varmış gibi görürüz. Ölü bir gökcismi olan Ay’ın atmosferi yoktur. Bu yüzden   Dünyadan bakınca  her zaman berrak görünür. Gene atmosfer olmaması Ay’dan gündüzün de  yıldızların görünmesini sağlar. Ay’da olsaydık Güneş ile yıldızların  kapkara bir gökyüzünde parladığını görürdük. Ay’da Güneş gören yerler aydınlık, gölgede kalan yerler ise; karanlıktır. Çünkü  atmosfer olmayışı ışığın yansımasını önler(engeller).
  


  
** ** ** **

     Ay’da atmosfer olmamasının bir nedeni (sebebi) de çekiminin azlığıdır. Dünya atmosferindeki moleküllerle atom sürekli hareket halindedir. Yerçekimi durmadan sıçrayan, hızları saniyede iki kilometreye yaklaşan zerreciklerin uzaya kaçmasını önler(engeller). Ay’ın çekimi az olduğundan, atmosferi çevresinde tutamaz...
    Ay üzerinden Dünya manzarası pek muhteşemdir. Gezegenimiz, Ay’dan mavimsi beyaz bir yarımküre şeklinde görülür. Eğer Ay’ın gece tarafından  semâ seyredilirse siyah olan gökte devamlı parlayan yıldızlar ve Dünyadaki bir gözlemciye, atmosferik karışımdan dolayı gizli kalan birçok yıldızlar, rahatlıkla gözlenebilir. Ay’a  teleskopla bakılınca, gri olan renginin muhtelif tonlarını görmek mümkündür. Fakat astronotlar Ay  yörüngesinde gezerken ve yüzeyine inerken Ay renginin griden kakao kahverengisine kadar değiştiğini söylemektedirler. Yüzeyin bazen hafif bir parlaklık  göstermesi Güneş ışınını yansıtmasındandır. Ay, yüzeyine gelen ışınların sadece %7 sini yansıtır ve Güneş sisteminde Merkür ile birlikte en zayıf yansıtıcı sayılır.  Ay, sadece Dünyaya yakınlığından dolayı parlak gözükür. Astronomik ifadelerle Dolunayın parlaklık derecesi,  yani kadri 12’dir. Güneş ışınının parlaklığı ise yaklaşık olarak  400.000 defa daha çoktur.
   İmam-ı Rabbani Müceddid-i Elf-i sani Ahmed Faruki (Kuddise Sirruh), Nur Muhammed Tahari  için  yazmış olduğu bir mektubda, Kamerin (Ay’ın) saçmakta olduğu  ışığın Güneşden alındığını belirtmektedir. Dolayısıyla  Tasavvuf ve fıkıh alimi olan imam-ı Rabbani Hazretleri astronomiden bahsetmekte olduğundan, O’nun  müsbet ilme karşı olduğunu iddia edenlere bir cevap niteliğindedir.
    Güneş, kendi bünyesindeki yanmaların sonucu şiddetli bir ısı ve ışık veren bir yıldızdır. Ay ise; bizzat  ışık kaynağı olmayan, ancak Güneşden aldığı ışığı yansıtan ve en azından  dış tabakaları sönmüş bulunan bir gök cismidir. Bu iki gök cismi hakkında günümüzde ne biliyorsak, bu bildiklerimizle  Kur’an’ın bu konudaki ifadeleri arasında hiçbir çelişki de bulunmamaktadır.
     Ay gökyüzünde ince bir hilal şeklinde gözlendiği zaman tamamen karanlık görülmesi icap eden kısmın çok zayıf da olsa bir ışıkla aydınlanmış olduğu sezilir. Kendisi bizzat ışık vermediğine göre bu ışık güneşin yere gönderdiği ve yerin ay üzerine yansıttığı ışıktan başka bir şey değildir...
    Peygamber efendimizin (S.A.V) buyurduğu şu Hadis-i Şerif  bu hususu biraz daha izah ediyor. Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müslim’de de rivayet edilen bu Hadis-i Şerif ; "Namaz nurdur, sabır da ziyadır. " Namazda  asıl olan sabırdır. Sabır olmayınca  namaz da olmaz. Bu bakımdan ziya asıldır. Nur ise ondan fer’idir. Ziya olmazsa nur (da) olmaz. Şayet Güneş ışığı olmasa idi Ay ışığı da olmayacaktı.
     Güneşin  kamere ve seyyarelere, Fatır-ı Hakim’in izniyle verdiği nur ve feyzdir. Şu külli ve geniş feyz ve nurdan sonra Kamer, o  ziyanın  gölgesi hükmünde olan nuru, Güneşden külli bir surette istifade eder. Sonra hususi bir  tarzda  denizlere ve havaya ve parlak toprağa ve bir suret-i cüz’iyede denizin  kabarcıklarına ve toprağın şeffaflarına ve havanın zerrelerine ifade ve ifazasıdır.
   

       ****  **** **** ****  **** **** ****  **** ****
         MEHAZLAR :
    **  Yeni Rehber Ansiklopedisi
   **  T.D.V. İslâm Ansiklopedisi
   **  Hak Dini Kur’ân Dili
   **  Yeni Hayat Ansiklopedisi
   **  Tam İlmihal Se’âdet-i Ebediyye
   **  Kur’ân-ı Kerîm’de Fen Bilimleri
   **  Müsbet İlimlerde Kur’ân Mucizesi
   **  Risale - i Nur'dan  - Sözler
   **

    *** BU SAYFA   Abdülhakim ALTUNTOP TARAFINDAN HAZIRLANMIŞDIR ...
    ****

TelePhone & WhatsApp :

*****

E-Mail :

altuntopnet@gmail.com

Adress :

BUCA / İZMİR